Piyasa, son 2 yıldır düşüş olmasa bile ciddi bir
durgunluk içinde ve fiyatlarda gerilemeler yaşanıyor. 2005 yılındaki furyaya
kendini kaptırıp konut alan çevremdeki kişiler ‘Şimdi ne olacak?’ diye
soruyorlar. O dönemde çok hızla yükselen fiyatlardan konut alanlar bu artışların
hep böyle olacağını düşündü. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı!
Türkiye’de alım gücünün
yeterliği nedeniyle konut ihtiyacı bir türlü talebe dönüşemezken, dünyada
yaşanan mortgage dalgasının da etkisiyle piyasa beklentileri karşılayamadı.
Özellikle yatırım amaçlı konut alanlar büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. Yeni
konut alınmasına rağmen fiyatlar beklenildiği kadar artmadı. Kira fiyatları
geçen yıllara göre büyük düşüşler yaşadı. Bu gelişmelerle birlikte faizlerin
yükselmesi konut yatırımcılarının mevduata yönelmesine neden oldu.
Piyasadaki genel görüş yaşanan bu
daralmanın taşların yerine oturması bakımından önem taşıdığı yönünde. Yani 2005
yılında istikrarsız ve aşırı bir büyüme gösteren emlak piyasası gerçek
seviyesine geliyor. Fiyatlar olması gereken noktalara oturuyor. Piyasanın çok
hızlı bir büyüme göstermesi yerine yavaş ama sürekli bir büyüme kaydetmesi
bekleniyor. Geldiğimiz noktada gerçekten de çok uygun fiyatlardan ve çok uygun
koşullarda konutlar alınabiliyor.
Piyasa olması gereken seviyeye
geliyor ama kimse bu istikrarlı gidişatın sürekliliğinin garantisini veremiyor.
Standartların ve kurumsallaşmanın yetersiz kaldığı, yanlış yetkilendirilmiş
kurumların varlığı nedeniyle emlak piyasası müdahale edilemez bir konumda
bulunuyor.
Her durumdan bir fırsat kollayan
bir millet olarak piyasayı kendi akışkanlığına bırakmıyoruz bit türlü. Ramazan
arifesinde gıda fiyatları yüzde bilmem ne kadar arttı! Peki, neden arttı? Çünkü
Ramazan ayı geldi. Hoş geldi, sefalar getirdi de fiyatlar neden böyle oldu
anlamakta güçlük çekiyorum. 3 YTL’lik hurmayı 10 YTL’ye satarsan kimse hurma
yemez. Sonra o hurmaları çöpe atarsın.
Konutta da durum farklı değil
aslında. Kısa bir süre sonra okullar açılacak ve üniversite öğrencileri konut
aramaya başlayacak. Bu çok yaşamsal durum piyasada talebin artması olarak
değerlendirilecek ve fiyatlara yansıtılmaya çalışılacak. Yani 750 YTL’lik
kiralık konut için 1000 YTL istenecek. Sonra konutlar kiraya verilemeyecek
‘piyasa kötü’ denilecek.
‘Nalsı olsa banka kredisiyle
herkes konut alıyor’ deyip fiyatlarını arttıranlar şimdi kredi faizlerinin
tekrar düşmesini bekliyor. Zaten faizlere fazladan onbinlerce YTL ödeyen
vatandaş bir de müteahhit zamlarıyla uğraştı.
Şu aralar konut alan çoğu kişi
maalesef ‘acaba kazıklandım mı?’ diye düşünüyor. Çünkü konutları aldıkları
fiyatlardan satamıyorlar. Aldıktan sonra fiyatlar artarsa kendilerini iyi
hissediyorlar ama bugün olduğu gibi gerilemeler yaşanırsa kötü hissediyorlar.
Başta da söylediğim gibi konut piyasası borsa gibi bir inip bir çıkabilir…
|