KİRACILARIN BİLMESİ GEREKENLER


Borçlar Kanununda 1 Temmuz 2012'den itibaren Gayrimenkul Kiralamalarında 
Hayatımıza Giren Değişiklikler.


Kiracı ve ev sahibi ilişkilerini kapsayan düzenlemeye göre; ev sahiplerinin kiracılardan talep edebileceği güvence tutarı üç aylık kira bedelini aşamayacak. güvence olarak verilen para kiracı tarafından, ‘ev sahibinin onayı olmaksızın çekilmemek üzere’ vadeli mevduat olarak bankaya yatırılacak. Konut kira artışları, son bir yıllık süre içerisinde ÜFE artış oranını aşamayacak. Aile konutu olarak kullanılan dairelerde kiracı, eşinin açık rızası olmadıkça kira sözleşmesini feshedemeyecek. Kira bedeli yabancı para cinsi üzerinden belirlenmesi gibi durumlarda, beş yıl geçmedikçe kira bedelinde değişiklik yapılamayacak.

Kiralananın teslim edilmesinden sonra ortaya çıkan ayıplar bakımından getirilen düzenlemeler incelendiğinde ise, ayıbın önemli olup olmadığına bakılmaksızın, kiracının öncelikle bu ayıbın giderilmesini isteyebileceği ifade edilmektedir (TBK m. 305/I; 306/II). Bunun yanında sonradan ortaya çıkan ayıp önemli ise, yani kiralananın öngörülen kullanım elverişliliğini ortadan kaldırıyor veya önemli ölçüde engelliyorsa, kiracı TBK m. 306/II öngörülen şekilde sözleşmeyi feshedebilecektir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, sözleşmenin feshedilmesinden önce ödenmiş olan kira paralarının - en azından tamamının - geri istenemeyecek olmasıdır.

Kiralanandaki ayıbın, sözleşmenin feshine imkân tanıyacak ölçüde önemli olmaması hâlinde ise, kiracının kiraya verene tanıdığı sürede ayıbın giderilmemesi durumunda, kiracının ayıbı kiraya veren hesabına giderebileceği ve bundan doğan alacağını kira bedelinden indirebileceği düzenlenmiştir (TBK m. 306/I). Ayrıca kiraya verenin kendisine tanınan süre içerisinde mevcut ayıpları gidermemesi durumunda, kiracı, Türk Borçlar Kanunu'nun kendisine tanıdığı yeni bir seçimlik hak olarak, kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir (TBK m. 306/I)

Özellikle günlük hayatta sıkça karşılaşılabilmesi bakımından yeni Türk Borçlar Kanunu'nun ilgi çekici bir yeniliği de, kiracının kanunen, kiralananın bakımı, satılması veya daha sonra kiraya verilmesi için gerekli olduğu ölçüde, kiralananın gezilmesine izin vermekle yükümlü tutulmuş olmasıdır. Buna karşın kiraya veren de, kiralananın gezilip görüleceğini uygun bir süre önce kiracıya bildirmek zorundadır (TBK m. 319).

Burada zikredilebilecek diğer yenilikler ise, kira sözleşmesi süresince, kiralananda kiracı veya kiraya veren tarafından değişiklik yapılmasına ilişkin düzenlemelerdir. Yeni Türk Borçlar Kanunu, kiraya verene kiralanan üzerinde, kiracıdan katlanması beklenebilecek olan yenilik ve değişiklikleri yapabilme yetkisi verdiği gibi (TBK m. 320); kiracıya da, kiraya verenin yazılı rızasını almak şartıyla kiralananda değişiklikler yapabilme yetkisi tanımaktadır(TBKm.321).

Yine yeni Türk Borçlar Kanunu'nun kiracıyı koruyan bir başka hükmüne göre, kira sözleşmesinin sona ermesi hâlinde, kiralananın sözleşmeye aykırı kullanılmasından doğan zararların giderimi haricinde, kiracı tarafından başka bir tazminat ödeneceğinin önceden taahhüt edilmiş olması geçersiz sayılmıştır (TBKm.334/II).

Belirli süreli kira sözleşmelerinde, sözleşmenin birer yıllık aralıklarla yenilenmesi sonucu uzama süresinin 10 yılı bulması durumunda, kiraya verenin uzama yılının bitiminden en az üç ay evvel bildirimde bulunması durumunda sebep göstermeksizin kira sözleşmesini sona erdirmesi mümkün hâle gelmiştir. Belirsiz süreli kira sözleşmelerinde de, kiraya verene, kiranın başlangıcından 10 yıl sonra, genel hükümlere göre fesih bildirimi ile sözleşmeyi sona erdirme imkânı tanınmıştır (TBK m. 347).

Kira sözleşmesinin sona ermesi bakımından dikkat çeken bir başka değişiklik ise, artık sadece kiraya verenin kendisi, eşi ve çocuklarının ihtiyacı için değil, kiraya verenin, altsoyu ve üstsoyundaki bütün bireylerin ve kanunen bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin de konut veya işyeri ihtiyacı için, kiralananın tahliyesi istenebilecektir (TBK m. 350).

 Gayrimenkulde 106 Yıllık Tecrübe ve Güven